http://www.1v1y.com

18 Aralık 2011 Pazar

Raydan Sıkanlar

Bizim kız Don Kişot’u oynadı okulda. Ona bir zırh yaptık. Şöyle alüminyum kaplamalı falan güzel bi şey oldu.
Sıra geldi kılıca. Kılıçsız şövalye görülmüş mü? Kılıçsız şövalye, yüzgeçsiz balığa benzer.  Teşbihte hata olmazmış  nasıl olsa…

Aslında evde kılıçtan bol bir şey yok ama o sırada anca kendinden ışıklı, ses efektli falan bir kılıç bulduk. Kılıcın kabza siperliği falan süper. Obi Van görse imrenir, o derece!

Ama hani, madem  öyle yekpare bir zırh yaptın bari uygun bir kılıç bul, değil mi?
Ama nasıl olsa istediğimiz kılıcı, istediğimiz kılıççıdan babamızın hayrına artık alabiliyoruz. Don Terraboite emir buyurdular: “Bundan sonra şövalyeleri de  sigorta kapsamına alacak ve kılıç yaralanmalarına karşı onlara ücretsiz tedavi sağlayacağız!” dedi.

Aklıma ne geldi?
Havalar malum soğuk. Ayakları yıkamak zor. O halde? Ben diyorum ki Gucci’ye   sipariş versek: Takunya desenli, timsah derisi mesh yapsa? Hatta üzerine de ayak deseni işlese? Nasıl olsa Mısır Çarşısın’da derhal çakması çıkar, böylece kömür ve hububat  muhtacı canım halkım da faidelenir, diyorum yane…

Bunun kılıçla ne ilgisi var? Şöyle ki: Bir gün olur da Şövalye Çarşısın’a yolunuz düşerse orada Pabliocci  Karbonatti don Kopogliotti adlı bir antikacı var ona uğrar benden selam söyler, çayını içersiniz.
Bugün rayında değilim ben ya! Sağıma soluma hızlı ray çakın da kendime geleyim abe kızanlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder