http://www.1v1y.com

22 Mart 2012 Perşembe

CANIM ARKADAŞIMA



Tarih milattan önce ve milattan sonra olarak anlatılır, Vanda şu sıralar her şey depremden önce ve depremden sonra olarak anlatılır.
            Depremden önce Van sokakları ışıl ışıldı. Koca binaların pencerelerinden süzülen ışıklara bakarken orada bir hayat olduğunu düşünmek çok hoşuma giderdi. Bu pencerenin arkasında körpe bebek ateşlenmiş anne ve babasını telaşa sokmuş, diğer pencerede karnesindeki düşük notu babasına gösterirken rengi atmış bir öğrenci kalbinin atışlarını kulaklarında duyuyordur, güzel avizeli şık perdeli pencerede bugün belki de görücüye gelinmiştir, ya da ailecek oturmuş dizi izliyorlardır, demli çaylarını yudumlayarak. Her pencerede bir heyecan, bir hayat vardır. Pencerelerdeki yumuşacık sarı ışık etrafa sıcaklık saçıyorken, beyaz ışıklara bakarken içim üşürdü bir az, ev değil de soğuk bir ofismiş gibi gelirdi. Dev binaları göremezdim, pencereleri seyretmekten.
            Depremden sonra ne zamandır karanlık çökmüş şehrin binalarına bakıyorum… Taşa dönmüş devler gibi sessizler. Ne bir ışık, ne bir ses, ne bir hayat. Her kes bir yerlere gitmiş, ışığını da yanında götürmüş, heyecanını da, yeknesaklığını da, sıcaklığını da, pılısını da, pırtısını da… Ne kadar öksüz kalmış bunca yuva, kahkahalar, ağlaşmalar susmuş, pencerelerdeki ışıltılar sönmüş.
            Bugün bir arkadaşım daha gidecek, ne zamandır ışığını yaşattığı penceresi karanlığa boğulacak. Arkasında güzel anılar, işler bırakacak. Onu her andığımızda hep beraber gülümseyeceğiz, bazı sözlerini tekrarlayıp gözlerimizden yaşlar gelene kadar kahkahalarla güleceğiz. Sonra buruk bir hüzün saracak hepimizi. Çok iyi biri ya, diyerek tekrar gülümseyeceğiz yine. Van’dan gitse de, penceresinin ışığı kapansa da yurdumun çok uzak bile olsa başka bir yerinde başka bir pencerenin ışığını açacak, oraya sevgiyi, dostluğu, mutluluğu saçacaktır.
            Güle Güle canım arkadaşım