http://www.1v1y.com

30 Eylül 2014 Salı

Zarifemin Düğümleri

Sinerji Ve Tabii  Kaymaklar Bakanı, artan maliyetlerden dolayı doğal gaza ve elektriğe zam yapılması gerektiğini söyledi.

Son yirmi dört aydır enerjiye herhangi bir zam  yapılmadığını, zam ayarlarını yapan elemanların işten ayrılmasından dolayı düzenli zamların geciktiğini belirtti.

Sayın bakan, enerji maliyetlerinin dolara bağımlılığının döviz büfelerindeki kur faaliyetlerinden olumsuz etkilendiğini de sözlerine kekledi. “Döviz büfelerinde  kur yapmayın kardeşim! Kız erkek lokumlarını ayırdık hâlâ dalgalı kurda devam ediyorsunuz!” dedi.

Yağışlardaki azlık yüzünden ödemeler dengesinin bozulduğunu belirtti.  Vatandaşın taş kömürü çağına döndüğü Ankara’da dahi doğal gaza zam yapılmasının  kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.


Uzun Bir Ayrılık Fasulyesi

Sınırları zorlayan bir vesayet patlayışıyla karşı karşıya kaldık geçen gaftalarda dostlar.

Gaf üstüne laf yapan piyasetçilerimizin keşifleri hepimizin yaka mikrofonlarını patlattı.

Saçılmış Cumbul taşkınımız BOKİ konutların yaptığı ziyaretlerde Ankara’nın  benzin sorununu yüksek boktanlı mazotla çözeceklerini söyledi.


Halifelik döneminden kalma  belediye başkanımız, hedefinin önümüzdeki iki bin beş yüz yıl daha ASKİYE İmparatorluğunun başında kalacağını söyledi.

15 Ağustos 2014 Cuma

Aman Takar Oğlan

Pilli Geğirtim Sakarlığına takan atamak işi Hilal Kelsoğana verildi. Hilal Kelsoğan Piskender Yaşa Tarikatina danışarak nasıl  osorulması gerektiğini  öğrendi.

O sırada Hilal Oğlan’ın mahalle arkadaşıyla bir kahvede bir ara kahve oynadığı  öğrenildi.  Mahalle arkadaşı Hilal Oğlan’ı iki mars bir ters etmek üzereyken  yakın borumaların arkadaşı ters yüz edip Pürt Tava Durumuna deri olarak bağışlayıp  sürecin beslenmesi için kullandığı öğrenildi.

Hazreti halife-i zui  zemzemin efendimizin bu olayı öğrenince KAŞİD elemanlarından, mahalleli çocuğun kaşınması için yalepte bulunduğu öğrenildi.

Benim bu gün yedi sekiz kitabım daha oldu. Ben doğurmadım ama birleri yazmış.  Kitapları evlat edinip edinemeyeceğimi öğrenmek için kinayet dişleri başkanlığını aradığımda  kitapların  kızlı erkekli saklanmaması gerektiğini söylediler. Dolayısıyla Mine G. Kırıkkanat ayvayı yedi. Çünkü bir kere  daha en başından kadın olduğu belli! Ayriyetten kapakta portresinin bulunması ile yüzünün üstünde görünen saçlarının Müslüman erkeklerin  husiyetlerini gıdıklayabileceği tehlikesi beni de ciddi  şekilde düşündürdü.

Arada bir günn tarifini versem mi diye düşünüyorum. Ne de olsa yazar kabızlığına karşın en güzel çare düzenli  yemek yemektir.

Nohutlu patlıcan solması:  Doal olarak birkaç tane patlıcan alıyorsunuz ama doldurmanız gerekenler onlar değil. Nohutları ki yaklaşık 250 grm kadar olacak, bir keseye doldurup haşlayacaksınız. Kıymayı kavurup yanına koyacaksınız. Tencereye domates koyacaksınız, onu pişireceksiniz. Kesedeki nohutlara ne olacak? Onların mukadderatına  zarife-i  kuyi hemzemin hazretleri efendimiz karar verecek.
-        
  Ya Ammar!
-          Ya Rubeyba!
-          Aşkito-i mücahidim, nasılsın?
-          Elhamdürillah iyiyim Nuruleyli gülgüleylim.
-          Ay ne güzel söylüyorsun! İçim bir hoş oluyor.
-          İçinin hoş olmasına zurna olurum. Oy oy oy!
-          Ay Ammar. Düriye’deki mücahitlere ben çok acıyorum ya.
-          Düriye mi?
-          Ya şu aşağıdaki şey yok mu?
-          Aşağıdaki derken…?
-          Aşağıda işte ya zaritadaki ülke var ya…
-          Haa Suriye!
-          Orası işte. Niye acıyorsun mücahitlere Rubeyba’m?
-          Şeyleri yokmuş ya hani?
-          Neyleri
-          Ay huriyeleri mi, Nuriyeleri mi ne? Ondan…
-          Cariye olmasın o?
-          Ha işte ondan! Ben de ondan olmak istiyorum ya… Elime tüfek alıp şey etmek istiyorum.
-          Rubeyba’m, vazgeç istersen seninle pikap ederiz biz.
-          Ay olur…

Tarkmayan sarkmayan şarkılarımızla yanınızdayız.

9 Haziran 2014 Pazartesi

Mantajlı Pizza


Kesatları fıtırlayıp  gayibe SMS attım. İçine mayonez gattıydım amma pek beğenmedi. “Mantajlı bu!” bu dedi. Ben de “ mantarlı olmasın o?” dediydim. Meğersem ançüezli istiyormuş.

Ben de tam elime çatalı aldıydım bir de ne görsem? Havada dört sinek. Dördünün de boku  birbirine bağlı. Dedim “La beraber mi sıçıyordunuz?” diye. Ne deseler beğenirsin: Bizim göbeğimiz beraber kesilmiş diye. “Atsineğidir, ne dese yeridir.” Dedim vazgeçtim.

Kooperatif taksidini yatırmak için bankaya gideceklerin  yanlarına çorap, terlik, palet,  şnorkel almalarında fayda var. Yani bana göre.

Neyse… “La oğlum Fatih bak oraya gelmiim!” dedim. O da dimesin mi? “ Taş üstüne takanım. Kıç altına bakanım!” diye? Dedim sen benimle kaşık mı geçiyon len?” diye o da bana “Milattan dönenin başağı kırılsın paşam!” dedi.

Güzel hayatın gizliliği yok  mu ben ona bayılıyorum.  Söyleyecek fazla bir sözüm yok  sakin bey. Çınar ağacının dallarını gözünüze sokarken ağlamayın n’olur.  Başka zaman ağlarsınız, büyüyünce “oy oy oy oy  makine” olur. Ne diyonuz?


Kafasında bir miktar beyin kalan her insan evladına saygılarımızla...


5 Nisan 2014 Cumartesi

Eksensel Yalıtım Borusu

Muhtarımız değişmiş. Nasıl üzüldüm anlatamam. Yahu daha yeni alıştıydım ben. “istikrara” oy vermek için gittim, hayal kırığına uğradım. Alçıya aldılar falan.

Ülkenin seçim taht-ı mailinden aşağı yuvarlandığı bir  dönemde yıkıcı ve sıkıcı yazılarla kafanızı şişirmek istemezdim ama haddini aşan yüksük kakamet  dalgıçlarına iki satır sözüm var hane yane.

Kardeşim siz niye memleketin yarısının hamakında yatan  beyzadelerin işlerine burnunuzu sokuyorsunuz ya?  Bak ne güzel twitterda, orksuz,  trolsüz, goblinsiz dolaşıp duruyorduk gene başımıza belâ ettiniz elâlemin, nesebi gayet sahih çocuklarını? Ha? Bir deyiverin bakem?

Bak ne güzel turtalı bacılarımız falan, beyinlerindeki mantar tarlalarının afyonuyla uyuyup dururken tarlalardaki kıvırttır otlarının köklerini kazıyacaktık yahu? Hani birbirimize pis haleler yazacaktık annem?

Muhtemelen seçim şöyle oldu.   Dandik geçim kurulunun başındaki abiler oyşara bakıp bakıp “ ne yapacaktık şan biz bunlarla ?” diye düşünürken, kaşkan abi: “Lan oğlum işte üç tane harf var. O harflerin altında parmak izine benzer bir şey görürseniz, onu sayacaksınız, öteki üç harflileri falan da  üç külhü bir elham okuyarak  çöpe atacaksınız!” demiştir.
Bir de iyi ki sandıklar okullara konuyor. Yoksa düşünsene beyni kindar pis halelerle peynirleşmiş abiler, ablalar, nereden kopya çekip harfleri bileceklerdi?

 Hastayım abi ben bu pilli iradeye!

-          Ammar?
-          Efendim Rubeyba’m! Söyle! Hangi dağı silip duble kol yapayım senin için?

-          Ah romantik mücahidim benim!
-          İste yollarına keleler sereyim. Gerçi ben tavuk bile kesemem ama buluruz mücahit arkadaşlardan bir kaçını üç beş neyse veririz kestirirz be Rubeyba’m!

-          Ay ne romantiksin Ammar! Tüylerim tiken tiken oldu…
-          “Belli, bıyıklar bilem dikeldi acık…”

-          Ne dedin Ammar? Anlayamadım?
-          Şey dedim…  Muhterem hacı babanın bıyıklarına da  Suriye’den getirilmiş kâfir yağı ne yakışırdı…

-          Kâfur olmasın o?
-          Amaaan ruhumun nur-u gülgüle-i maskara-i risalat-ı  ceri hesabı! İkisini de keseriz, olur biter!

-          Çapkın mücahidim! Gene aklımı başımdan aldın! Oooh!

-          Bir de baban azıcık ihale vereydi eyiydi ya… Neyse  artık…

tarkmayan , sarkmayan şarkılarımızla gene beraberiz annem!


Küskün Voltaj

Epeydir yoktum. Okurlarımın çılgın hasretlerini bitirmek üzere geri döndüm! Megalomaninin dönme dolaplarında insan böyle oluyor şekerim…

Gıcık bir ciddiyet sendromu yaşıyorum canlar. Mektuplarımı nereden yazıp da nereye yollayacağımı bilemiyom ben.

Yaratıcı reklamcılık trükleri üzerine mi yazsam acaba?

Misal “Şahin Altın Kesim”… Bak ne güzel de reklam yaptım! “Altın kesim” ne demek hacım? Altın bıçakla mı boğazlıyorsunuz hayvanları? Yahut da bokunda altından boncuk çıkan hayvanları mı boğazlıyorsunuz?


Tabii canım zaten bir sucuk müşterisi yerken hep bunu düşünmez mi? “Acaba hayvan nasıl kesildi?” falan diye.

15 Mart 2014 Cumartesi

LINE İLE ÖZGÜRCE KONUŞUN

LINE’da kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor!
Yoğun iş temposu, şehirleşme ve hızlanan yaşam bizleri dijital dünyada sosyalleşmeye yöneltiyor. Bu alanda bilindik sosyal medya kanallarının yanı sıra ücretsiz mesajlaşma, ücretsiz sesli ve görüntülü arama gibi birçok hizmeti bir arada sunan mobil mesajlaşma platformları da öne çıkıyor. Aile bireylerinden arkadaşlara kadar hayatımızdaki herkesle her an paylaşımda bulunduğumuz bu platformlarda kullanıcıların dikkat ettiği en önemli özelliklerden biri de güvenlik sistemleri. Bu anlamda rakiplerinden ayrılan LINE’da kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor. LINE’ın iç denetim yönetimi alanında üç uluslararası sertifikaya (SOC2, SOC3 ve SysTrust) sahip olan ilk mobil mesajlaşma uygulaması olması da güvenlik standartlarına verdikleri önemin bir kanıtı niteliğinde.
Telefon Numaranızı Gizli Tutun
LINE’da kendinize özel bir ID belirleyerek telefon numaranızı kimselere vermeden iletişim kurabilirsiniz. Sizi LINE ID’nizi kullanarak ekleyen kişiler telefon numaranızı göremezler. LINE ID’nizi belirlemek için Diğer/Daha Fazlası > Ayarlar > Profil menüsünü kullanabilirsiniz.
Telefon numaranıza sahip kişilerin LINE arkadaşları listesine otomatik olarak eklenmek istemiyorsanız “Başkalarının Eklemesine İzin Ver” seçeneğini kapatabilirsiniz. Böylece sizi sadece LINE ID’nizi paylaştığınız kişiler ekleyebilir.

Tanımadığınız Kişilerin Sizi Rahatsız Etmesine Engel Olun
Anlık mesajlaşma uygulamaları kullananların korkulu rüyalarından birisi de yanlışlıkla alakasız bir mesajlaşma grubuna eklenmektir. LINE’da tanımadığınız kişilerin bulunduğu bir grup sohbetine davet edildiğinizde grupta bulunan kişiler telefon numaranızı göremiyor.
Tanımadığınız bir kişi size mesaj attığında LINE otomatik olarak  “Ekle”, “Engelle” ve “Şikâyet et” seçeneklerini sunuyor. Eğer size mesaj gönderen kişiyi tanımıyorsanız kolayca engelleyebiliyorsunuz.

Telefonunuz Yanınızda Olmasa Da Mesajlarınızı Koruyun
Yazışmalarınızı meraklı gözlerden korumak için LINE’a şifre koyabiliyorsunuz. Diğer/Daha fazlası > Ayarlar > Gizlilik ayarlarından “Şifre Kilidi”ni kullanarak LINE’ın her açılışta şifre sormasını sağlayabiliyorsunuz.

Ayrıca “Sohbet Odası Ayarları”ndan tüm sohbet geçmişinizi ve sohbetler içerisinde paylaştığınız tüm dosyaları tamamen silebiliyorsunuz.
Bir arkadaşınız LINE’dan size mesaj yazdığında bildirimin ekranda mesaj okunacak şekilde belirip belirmemesi ile ilgili ayarlarınızı da istediğiniz gibi düzenleyebiliyorsunuz. Bildirim ayarlarında yer alan “Önizleme göster” seçeneğini kapattığınızda, yeni bir mesaj geldiğinde ekranda gelen mesaj yerine “Bir mesajınız var!” yazısı görünüyor.

Paylaşımlarınızı Gizleyin
LINE’ı rakiplerinden ayıran bir diğer özelliği de ileti, fotoğraf, video, bağlantı gibi paylaşımların yapılabildiği, sosyal medya yapısına sahip Timeline ve Home özellikleri. LINE’daki Timeline ve Home hareketlerinizi yalnızca arkadaşlarınız görebiliyor. Ancak burada da iletilerinizin kimler tarafından görüntülenebileceğini belirleyebiliyorsunuz.
Timeline’ınızda paylaşmak istediğiniz iletinizi hazırlarken alt menünün en sağında bulunan “Kişiler” sembolüne tıklayarak iletinizin gizlilik ayarlarını yapabilirsiniz.

Nerede, Ne Zaman İsterseniz Güvenle Konuşun, Mesajlaşın!
LINE'ı tüm akıllı telefonlarda (iPhone, Android, Windows Phone, Blackberry, Nokia), tabletlerde ve hatta bilgisayarınızda bile kullanabilirsiniz.
Kullandığınız cihaza uygun LINE indirmek için: http://line.me/tr/download
Bir boomads advertorial içeriğidir.

7 Mart 2014 Cuma

Yarin Revanisinden Aldım Helvayı!

“Babacığım kapımdan keşkül düştü ne yapayım?” diye soranlara enfes bir jogging tarifimiz var bu gece.
Çilekli bir jog alıyorsunuz onun altına İngilizce bir gazete seriyorsunuz. Böylece sofra olarak kullandığınız  sini-i mübareğinizin orta yerinde bir jogginginiz oluyor.

Çamaşır sepetiniz kırılmış olabilir. Çocuklarınız onu kale, otobüs, kayık ve hatta yayık olarak kullanmış olabilir. Üzülmeyin “Kursilsapık” var! Kursilsapık, karınızın bakkala çakkala gitmesine engel olan, gittiğinde de  bacakların kırabilen en güçlü çamaşır  matercanı!

Anlama hızınızı arttırmak için de günde beş öğün  gemicik ezme öneriyoruz. Yalnız aşırı ağır metal yüklemesinden bazıları “embesillozis” oluyor.  Onlara Gingko bilaloba öneriyoruz. Gingko aslında “Japon eriği” galiba “Ulen bunu ithal edersek gebeririz!” diye düşündüklerinden olsa gerek şogun abimler kendi eriklerini icat etmişler. Hatta bir keresinde şogunun muavininin, emmioğlusunun, kayınbiraderi ile konuşuyoruz… Bana  Japon erik sanayiini geliştirmek için bizim memlekette Gayip Kelsoğan efendigillerle görüştüklerini  söylediydi.
Al sake ver külah derken bunlar anlaşamamış.  Gayip Emmi Japonlara “ İstediğimiz  bahşişi vermezseniz kucağımıza oturun da bari şey edelim şeyi…” demiş.

Japonlar da  “Sizde bahşiş peşin mi verilir?” diye sorunca… “ Bahşişin nasıl alınacağını sizden mi öğreneceğiz?” diye  höpürdemiş Gayip Emmi. “Biz bahşişi peşin alıyoruz!” demiş Ondan sonra Haza Kezzap abiyi çağırmış. “Ulan senin komisyon da çok tutuyor ha!” diye zılgıtlamış. “Lilililililili!”
Tabii biz bunları hep  menguen pedyasından öğreniyoruz.

-          Ya Ammar!
-          Efendim ruh-i gülüzar-i mübalağa-i nur-ul dübdübem!
-          Bu gene polikotik mi yapıyor?
-          Döveriz biz onu nur-ül tayınım!
-          Dövme de bizim villa ne olacak?
-          Ne olacağı mı var gülgülem? Mit alanı ayarladım tam bize uygun!
-          Mit alanı ne ya?
-          Manevi İlgilileri Tahkik alanı aşkım…
-          O ne ya?
-          Ben de bilmiyorum ama mutfağı ara kata alıp havuzu ikinci kattan görünmeyen bir  köşeye çekip tuvalete de türban askılığı taktırıyorum, gümüşten hem de!
-          Ay ne romantiksin Ammar!
-          O senin romantizmin aşk-ül zübzübe-i nur-ül  kulübem!

Tarkmayan, sarkmayan şarkılarımızla gene sizinleyiz canlar!



13 Şubat 2014 Perşembe

Kalabalık Bisküviler Cenahı

Domuz eti yemeyin sakın ha! Ama domuzdan kıl ve dahi akıl koparabilirsiniz. Bıyıklısı, hele güleni pek makbul bu günlerde ben diyeyim? Paradigma bile uyduruyor g.tünden. Hatta bazı keteriner hakimler adada yetişen domuzların kıllarının diş frıçası olarak faydalarını saya saya bitiremediklerinden artık saymıyorlar.

Arabaların sağ sinyalleri artık sol sinyallerinden daha önemli ona göre. Araç muayenesi esnasında üç kulhü bir elham okuyamayan karbüratörlere ceza gelebilir benden söylemesi.

Gönül istiyor ki kaşbakanlığımız şöyle bir “taciz kobisi” kursun laf atmanın maliyeti düşsün, abazn gençlerimize gün doğsun!

Geçen bir pazarcı teyzem cep telefonuyla konuşuyor; CeHaPeninkendi adayına ettiği zulmü konuşuyor görsen oracıkta ölürsün! Memleket bilinçli de bizim haberimiz yok emmoğlu!

Haberlere bakayım diyorum, neyine baktığımı anlamıyorum.  Salak mıyım neyim onu da bilemiyorum. Hayır salak olduğuma kanaat getirsem yanında bir de profiterol söyleyeceğim. Sorun profiterolle neyin içileceği? Şimdi “votka tonik” diyormuşum anında  kansüre takılıyormuş. Öyle miydi o yahu?

İnsanın en sıkıntılı  zamanı ne zaman biliyor musunuz? Ossurup  ossurup da sıçamadığı zaman, af buyurun. Hayır ossuruk bir doğal hal. İsmin halleri gibi bir şey. Çıkmayınca da adamı kıvrandırıyor namussuz.

“İnternete yalasak da mı saklasak yalamasak da mı saklasak?” demiş büyüklerimiz. İnanmayan Kanuni’ye sorsun kardeşim! Adam 30 yıl attan inmemiş. İnterneti olsaydı neler yapardı düşünsene.

Uykum geldi be yahu!

-          Rubeyba’m!
-          Ah Ammar! Nerelerdeydin?
-          Tabii ki Katarday’dım.
-          Neler yaptın Katar’da?
-          Altın çanaklı kenefte  def-i hacet eyledim ümmü gülbülü  Rubeyba tül bülbülüm!
-          Ay ne mübarek iş yapmışsın. Hazır oralara gitmişken beybabamın ihalesi için de dua edeydin…
-          Etmez miyim Rubeyba’m.
-          Ay kalbim can simidi gibi şişti!
-          Yerim ben senin o kalbini…
-          Ammar! Çok ayıp!
-          Ay çok pardon şker-ül ezmetül gülgületül kurabiyem!
-          Ay gene ne güzel konuşuyorsun… Siyasete atılıcan mı benim gücahit erkekim?
-          Sen iste ben nerelere atılmam  gubbetül makaram.
-          Ay içim bi hoş oldu Ammar. Şu polikiptik herif gelmeden gidelim.
-          Gidelim kanaryam
-          Kanarya olmaz, onlardan bize oy yokmuş. Zaten ben de kanarya sevenleri hiç sevmem!


Tarkmayan , sarkmayan şarkılarla gene yanınızdayız bey amca!