Al annem Linkin Park dinle sen, ya lelli mutantı gecekondu turşularından buruşan beynini açar biraz...
Bu millet ki kafasında keyfiyesiyle her yerde ayak yıkar! Katarokombikler... |
Kombi de, çamaşır makinesi de tamir oldu, hamd olsun… Hepimiz iyiyiz…
O değil de kiracıların, yaşadıkları evle ilişkileri çok ilgimi çekiyor.
Burada sınıfsal bir tahlil yapıp ağrı kesici önerecek değilim.
Ama sanırım muhtemel kiracı davranışı, evi, yok olana, harap olana kadar kullanmak ve sonra çıkıp gitmek.
Kardeşim gece kırık pencereden soğuk, totona totona doğru eserken “ Nasıl olsa ev sahibi değilim, onun totosu üşüsün!” mü diyorsun? Yahut da musluk bozulduğunda sana dönüp “ Abi benim contalar nanay ama nasıl olsa sen ev sahibi değilsin, evi su basarsa onun totosu ıslanır!” falan mı diyor?
Veyahut da sen “ Yahu bir ampul kalsa yeter, sahibi ben miyim, karanlıkta otururum olur, biter!”
Çünkü ardında bıraktığın evin Efes kazılarında bulunan evlerden daha beter halde, duydun mu?!
Bana kalırsa çok sevgili “bu milletim”, sen sümüğünü silersen, harcayacağın enerjiyi dahi ev sahibine kakalayıp hayatı bedavaya getirmek için uğraşan, çok zeki bir milletsin!
Kitap da okuyamıyorum doğru dürüst… ( “Doğru düzgün” diye bir şey yok, çaktın köfteyi?) Şöyle depresif bir ırgalanma modunda kıpraşıp duruyorum. Kıp kıp kıp kıp kedene de sar bedeni bedene… Aman oh! Sefam olsun! Kime cefa olursa olsun!
Ay şimdi Seda Sayan olacaktı, şöyle bir ciddiye takıp hepimizi göz yaşına boğacaktı, nerede?!
Kata®kulli, altın lâzımlık, gümüş çaydanlık hayalleriyle yatıp kalkan, badem beyinli canlarım, benim!
Bizde Tarkan yok, korkan da yok, taktım prize rocku, yeme artık o b.ku!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder