Yağ Buyrukları

 Yağ kuyrukları vardı. Yağların kuyruğundan tutup Mordor'da satmaya götürürdük.

O sırada Angarad geldi. "N'apıyonuz lan burada?" dedi. Belinde  na bu kadar kılıç vardı. Korkudan ödümüz patladı. Ödümüz patlayınca şoför atladı. Şoför atlayınca lastik patladı.

Lastik üreticilerinden ricamı, şoför atlayınca patlamayan lastik yapmaları. Biz muhtarlar konfederasyonu genel birliği başkan çaycıları kooperatifi olarak kolayın takipçisiyiz.

Ayrıca eskiden ekmek de bulunmadığını, milletin taş yediğini Hödüklü Tepe yazıtlarından öğrendik.  Bu olayın da sahipçisiyiz.

Geçenlerde "Muverrah-i Çeşmliddin-i Vellahi" isimli kitabı okuduk. Bir  nanae anlamadık ama olsun.

-Esselamualeykum Ya Rubeyba!

-Vealeykumesselam Ya Ammar.

- Tarım  Kredi Kooperatifleri mağazasına gittim. Kırmızı don aldım.

-Yeni yıl mı gelmiş?

-Yok,gevlit okuyorlardı.

-Mevlit olmasın o?

-Yok... Bu Amarika'da okunuyormuş...

-Hay maşallah! Tıp da çok ilerledi, değil mi?

- Maşallah maşallah Ya Ammar.

Arabaya Kondurdun

 Arabanın arka camına kuş sıçmış.  Gidip bilet mi alsam, ne yapsam?

Arabayı ne zaman yıkatsam yağmur yağıyor.

Kuş pisliği kaportayı bayağı kavlatıyor. Kuş bunu özellikle mi yapıyor cidden merak ediyorum.

Siyah kaporta kuşlara daha mı cazip geliyor?

"Abi arabanın siyahı çok güzel be!"

"İnsanın sıçası geliyor be!"

"Biz insan mıyız Mahmut Abi?"

"Bunlar insan mı be Nihat'ım?"

"Bak hiç öyle düşünmemiştim."

"Düşünme zaten sıç, gitsin!"

"Vallahi doğru dedin be abi! Iııııghhh!"

- Esselamualeykum Ya Rubeyba!

-Vealeykumesselam Ya Ammar!

- Çok acıktım Ya Rubey

ba! Akşama ne yaptın?

- Ejderha meyveli sarma beyti yaptım.

- Amanın! Ne güzelmiş!

- Ya Ammar... Züppeli Zahmet Hoca bugünkü vaazında ejder meyvesinin çok faydalı olduğunu söyledi.

- Ne manada faydalıymış?

- Şeyyy... Hihihihihi! İktidara iyi geliyormuş.

- Ne diyorsun? O zaman derhal bunu ihvanata söyleyelim.

-Ay ne diyorsun?

- Yahu yemeyelim de muhalefete mi düşelim?

- Öyle değil ayol...

- Ya nasıl?

Simyasal Pilavcıları Kınamak

 

Kürk Pardesü Üreticileri birliğinin simyasal pilav yaptığına dair önemli duyumlar almış bulunuyoruz.

 

Oysa memlekette herkesin kürkü olmadığını dile getiren sivil pıtraklar koordinasyonu olayın altına gireceklerini, burnundan çıkacaklarını söyledi.

 

Konuya müdahil olan tereyağı kooperatifleri birliği başkanının bacağına dökülen sıcak sütle Polonya’da kıyamet koptu. Züccaciyeci Mehmet Hoca konunun bir kıyamet alâmeti olduğunu söyledi.

 

Kadıköy’de bir nohutçu “ Kürk Pardesü Üreticilerinin simyasal pilav üretmesi, mesleki etliğe aykırıdır. Etli pilavı köşedeki Mahmut Usta yapıyor. Benim kayınbirader de Etlike’te oturuyor, Anara’ya giderseniz, benim hanım turşu yollayacak, ona verir misiniz?” dedi.

 

-        Essselamualeykum Ya Ammar!

-        Ve aleykumesselam Ya Rubeyba! Ne güzel oldu bu karşılaşma.

-        Ya Ammar! Sen kafayı mı yedin? Ayol biz evliyiz ya dört yıldır.

-        Ya Rubeyba! Sana bakınca ben melekleri, hurileri görür gibi oluyorum.

-        Ne! Ayol sen hangi ara hurileri murileri gördün?

-        Rubeyba’m, geçen gün Ciddeli Mehmet Hoca cenneti anlattı da…

-        Bırak şimdi! Senin gözün hurilerde demek öyle mi?

-        Rubeyba’m, olur mu öyle şey?

-        Olur olur…

-        Rubeyba’m, hangi huri senin eline su dökebilir?

-        Ay sen ne diyorsun Ya Ammar? Huriler çok mübarektir.

-        Hığğğğ?

Cumbuliyet Sıkımı Kroşesi

Tombul, esmer, sevimli bir ciklet şekili " Cumbuliyet yüz yıllık bir sıkım projesidir !" demiş.

Sıhhiye' ye inerken belediyenin meyve suyu römorkunda portakal suyu içerken aklınıza bu gelsin. Çünkü portakal çok portatif bir rejimdir. İçine çok sayıda pokemon sığdırılabiliyor.

Projenin ruhsatını Diyarçakır kelediyesi vermeliymiş. 

Yani bir cumbuliyet buldunuz diye bayram etmek de neyin nesiymiş?

- Esselamualeykum Ya Rubeyba! Nasılsın?

- Ve aleykumesselam Ya Ammar! Hamd olsun. Sen nasılsın?

- Hamd olsun. Bugün bayrammış.

- Ne bayramıymış?

- Cumhuriyet Bayramı diyorlar.

- O neymiş Ya Ammar?

- Ben de anlamadım. Başı açık, aksi, çalışan kadınların uydurdukları bir şeydi galiba .

- Ondan kurtulmamış mıydık?

- Rubeyba'm ben kendime bir sadrazam kıyafeti aldım .

- Ay ne güzel Ya Ammar! Sen o kıyafetle ne heybetli görünürsün, kim bilir? 

- Sana da sultan kıyafeti alırdım .

- Ya Ammar ! Sen nasıl da tatlısın böyle!

- Şu cumbuliyeti tam yıkalım , gör sana neler alacağım !

- Ya Ammar sen ne kahramansın!

- Hand olsun! O senin güzelliğin Ya Rubeyba'm!