http://www.1v1y.com

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Kuru Tıkı


Sulandım, çok sululuk edesim geliyor. Yani bademcik ahlakına uymayan bir yapım var… Kaçak yapı gibiyim ben. Ruhsatım falan yok. Gulemaya da sormadılar beni, ne yapacağız, bilmem…

Kafama kırmızı toka taksam ne olur ki? Canım insancıl bir heteropteriks bir  solokovski olmak istedi. Hiçbir şey düşünmene gerek yok…

Bugün gene ciddiyet var üzerimde! Hasta mıyım neyim ben? Herhalde… Yoksa normalde düşünmekle  falan işim olmaz. Ekmeğin köşesini severim. Gerçi bir ekmekte kaç köşe olabilir ki değil mi? Yoksa burnu muydu o? Ekmek, adam değil ki  canım, nereden burnu olsun? Burnu olanlar da var ama onlara da benim adam diyesim gelmiyor. Ay ne didaktik oldum bugün ben? Yazmasa mıydım ne?

Çay demlesem mi ne? Kalkıp bir çay demleyeyim ben… Yazın kafamın içinden kum çıkıyordu biliyor musunuz?
-          Ya Ammar! Bu bugün polikoptik yapmadı mı?
-          Şaşılası ama yapmadı nurbüleytül belbeleymim…
-          Hasta mı dersin?
-          O zaten hasta nur-ül şekerparem!
-          Yazııık!
-          Ne yazığı? Fasık fasık!
-          Fıtık mı olmuş? Bizim cümbür cemaatin hastanesi var, oraya bir götürsek mi sevabına?
-          Ne yufka yüreklisin nur-ül lisaynetül cezbem…
-          De mi? Öyleyim,  de mi?
-          Öylesin yavrummmm…

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Köşeden Kaptır!


Kabızken nefesi tutmamak lâzım. Bu mühim bir sıhhî tavsiyedir; kulaklarınızı tıkamayınız! Zaten kulaklarınızdan sıçmanız mümkün olmayacağından… Yoksa mümkün mü?

Hey!  Yeni bir dünya  mümkün dostum! Kulaklarımızdan sıçabileceğimiz, burnumuzdan işeyebileceğimiz! Neden olmasın ha? Seni buraya bağlayan  ne ha? Kemperyalist bozduruk türptüklerinin imgesel egemenlik tasarımları mı seni zincirliyor? Başörtünün ucuna bir Mammoth maskotu tak, burnuna bir Belzebut hızması!

Senden moderni mi var be “hanım”?  Hanımlar ter kokusu kolokyumuna hoş geldiniz… Alkolsüz yeni sıçıptirik  ıslak mendilleriyle koltuk altlarınızın o vecih ve nezih günlerine dönmeniz mümkün! Ayrıca yastık altı altınlarınızı da getirin, biz onları koklar, bağrımıza basar, gereğini yaparız!  Yatırımlarınızın yattığı yerde, bütün perdeler örtük olacak merak etmeyin,: Hatta sanırım Tanrı bile göremeyecek… Gerçi  son kanun düdüğündeki kararmağmahanelerden sonra bu kaç gün geçerli bilmiyorum ama?

Kabızlık zor zanaat, yemin ederim! Başım ağrımıyor bak! Gördün mü?
-          Ya Ammar!
-          Söyle   ya Ümmürübeyba’m!
-          Bu gene polikositik mi yaptı?
-          Memlekette demokrasi var! Biz pilli iradeyiz!  Yaptırmayız!
-          Yaptırma Ya Ammar  ebu Leblebim benim! Babacığım dedi ki belediye OPTİ arazisini bahkeme dararıyla alınca orada bize de bir villa verecekmiş… Şöyle türbanlar içinde mazbut, muhafazakâr, tuğralı muğralı bi şey… Nasıl? Ne dersin?
-          Kaymak derim! Ay pardon Ümmürübeyda’m… Yani ne diyeyim elbette “Allah!” derim…
-          De Ammar’ım, sakalları  orman gibi halat kollu, iskele babası bacaklı, şeyi şeyli…
-          Öhhööğ Ümmürübeyda’m! Kaptırdın gene…
-          Ay ben senin o takkene nasıl kapılmayayım Ammar’ım!...
-          Bana bir şeyle  oluyor nur-ül gulgulüteynül leblebetül dur-ül  zübülem!
-          Senin o lisan-ı necibül nur-ül hitabın var ya Ya Ammar içimi bi hoş ediyor!
-          Ah! Hiç sorma, hiç sorma!
-          Ay ne yapıyorsun Ya Ammar, biri gelecek!
-          Ben ne yaptığımı biliyor muyum nur-ül tecahül-i zarife-i debdebem! Oy oy oy!
-          Aaaah!

Tarkmayan, sarkmayan şarkılarla hene beraberiz babacım!

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Yüz Tuvaleti


Sözüm dinlenmesin diye her gün (hemen hemen) traş olurum.
Ki traş mühim mevzuudur. Traş olmazsan; traş geçemezsin hemşerim.  

Panfilyalı gazetecilerin araştırmasına göre her üç tuvalet kâğıdından biri, üzerindeki desenleri okunduktan sonra kullanılıyormuş. Ben de yalancının yalancısıyım yani! Ama  meselâ bizde gazeteler bile o iş için kullanılır!

Yani biz okumayı o kadar seven bir toplumuz ki dubur-u şahanemiz olaylardan bihaber kalmasın diye  tarafsız davranmak  içün devamlı bir tarafımızı yırtıyoruz.

Kanaatim o ki bu kâğıtlar daha sonra her türlü çarpıcı ve tokatlayıcı haber için tekrar Pensilvanyalı amele takımınca geri dönüştürülüp bi moka benzetiliyor.
-          Ya Ammar!
-          Söyle nur-u gülgület-ül bülbüleynim, Ümmüdüveyda’m!
-          Bu gene polipiptik mi yaptı?
-          Ne haddine? Yapamaz! Yaptırmayız!
-          Kahramanım benim Ammar… Biliyor musun benim bir  nedimem var…
-           Gerçekten?
-           Gerçek ya, hem de çok güzel…
-          Aman ne iyi Allah sahibine bağışlasın…
-          Diyordum ki şöyle bir hesaplı hocaefendi bulsak da…
-          Sen iste Doğu kıyısının bütün hocaaefendilerini satın alayım Ümmüdüveyda’m!
-          Ya Ammar başımı döndürüyorsun, ne şeksi seysin! Şu benim nedime var ya… Çok tatlı kızdır. Ne dersin? Hocaefendi ikimizi birden  sana yazsa?
-          Aman! Ne diyorsun nur-ül gülgülüteyn-ül gluteinim! Gurk!
-          Peşin parayı görünce ağzın nasıl sulandı di mi? Ammmmaarrrr! Kahramanım benim!

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Ortaya Sarışık


Meyvenin salatası olur mu be yahu? Yani meselâ zeytinyağlı mı olur? Liman mı sıkılır? Yoksa hava limonu mu bulmak lâzım?

Havai limon olur mu? Yani limonların da  serserisi çekilmez.  Zihin akışı yöntemine göre yazılmış hikâyelerin en önemli sorunu tıkanma ve kesintilerdir. Ki bu hallerde total kollesterolün kollektörlerde löptrikonyumu düşer. Anlayamazsan anlatırlar gülüm…

Kim verecekti lo bu soruları? Biz babo! Ulan bademcikler de kapmış ya? Yapma başkanım, olur mu yahu? Zirkonyum alaşımlı tencerelerde GHGHJGHJGKPSS sınavı pişiriyorum abi çok lezzetli oluyor.

-          Ya Ammar! Bu gene polikistit mi konuşuyor?
-          Konuşamaz! Konuşturmayız Ümmürüveyda’m!
-          Çok yiğitsin ya Ammar! Nur-ül şecaatül beyan-ı dubrukan çok cazip…
-          Nur-ül yavrulüm, ben de senin hülkület-ül kubluteynül maklubenin içine hayranım
-          Ay Ammar içimi bir hoş ediyorsun…
-          Sen de benim… Oy oy oyül nurlüleyim

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Katır Tırnağı


Bugün iğrenç derecede poliptiğim, haberiniz olsun… Sonra “Vay sen  nasıl ciddi olabilirsin benim başkanımdan habersiz!” falan diye zırlamayın…
Tırnağımın içi kir dolu…  Ama içeriğin ayrıntısını bilmiyorum. Mesele elektronik tırnak yapıyorlarmış… Düşünsene; tırnak kirinin muhteviyatını veriyor sana! Hatta internete bağlanıyor…

Ama  mesela “ayıpçı” sitelere  girmiyor… Amcaların münasip gördükleri “Besmele çeken bardak”, “Kapanmanın yüz bir çeşidi…” , “Son türban trendleri” gibi  sitelere giriyor,  namaz vakitlerinde ezan okuyup “Abdest nasıl alınır?” gibi  bilgileri otomatik veriyor ve hatta abdestteki yanlışlıklar konusunda anında uyarıyormuş! “Muhterem! Kulağın arkasını unuttun!” gibi…

Hatta daha ileri safhada ki bunun için ek ücret ödemeniz gerekiyormuş…. Tuvalette yanlış def-i  hacet ettiğinizde  derhal  uyarıyormuş! “Muhterem! Yanlış ayak önde! Topuk yerde olacak! Bakış açısı, 2.7 derece kuzey… Tamam az daha kaldır… Oldu… Senin şey biraz eğri mi?” vs…

Elbette “hanımlarımız da” unutulmuyormuş… Tırnaklarına “su geçiren”  oje yaptırıyorlarmış… Said-i Mürdî, “amaney”, “Şeyh Said”, “ İskilipli” desenli ojeler tam bir  çılgınlık halini alıyorlarmış… Bu suretler, istendiğinde elektronik tırnaklarda ekran koruyucu olarak da yüklenebiliyormuş ama tabii ücreti mukabili…
“Ay ben İskilipli yüklettim tırnağıma! Ne yakışıklı di mi?”
“Sorma, ben sakalına hayranım şahsen! Yoksa Şeyh   Said mi yükletseydim kız?”
İlgili elektronik tırnaklar mekâna ve cemaatine göre renk değiştirerek derhal sahibini “mobilize” de edebiliyormuş. Hatta!... Oy verme işini de kendileri yapabiliyorlarmış!

Bir  uyandım ki! Aman Allah’ım! Çok şükür, İrandaymışım!

MEHTAP VE ROMANTİZM ÜZERİNE

   Bugün mehtap vardı. Bodrum, deniz, mehtap...Tabii seyredebilmek için bodrumdan dışarı çıkmak lazım, hele de penceresi yoksa...
   Sahilde şezlonglar hemen hemen boş, lokantalar dolu ama. Sevgililer aşklarını mehtapla değil alkolle renklendirmeyi tercih ediyor. Hele arada Patih DALAK 'tan Hayde Hayde şarkısı çalınca 3-5 göbecik attınmı romantizmin doruklarındasın, delikanlıların hasındansın, şansın yaver gitse medyada, basındasın. Artık mehtaba bakıp şiir yazan yok galiba. 
   - Aaa, bak, ne kadar güzel, mehtaba bak 
   - Hıııı....
   Belki geçim derdi, belki vatan millet endişesi diye düşünmek istiyorum ama...hemen yanı başımızda çıstak çıstak göbekler atılıyor valla...yandan yandan...seksen doksan...
   Testere izleyen, doyamayıp 7 çeşidini çektirten bir nesil. Oyunlar bile tuhaf artık. Kulak misafiri olduğum yukarıdaki diyalog 10 yıl sonra
   - Kurtadam hangi kan grubunu tercih ediyor acaba?- cevabıyla değişir .
   Hatta şimdi beğenmediğimiz çıstak çıstak müzikleri yerine İbrahim AB gibi değerli san'atçılardan çeşitli  iç açıcı küfür, beddua ve kargışlarla dolu san'at es'erleri dinliyor olacağız. 
   Zaman geçiyor, yaşlanıyoruz galiba. Ondan beğenmemeye başladık çağdaş gençleri belki.
   Nerde o eski erkekler mi ,diyelim şimdi töbe töbeeee....

3 Temmuz 2012 Salı

Küpler Küpler İçinde


Kırk küp kırkının da bir tarafı kırık… Burkulma da olabilir tam emin değiliz ama kanaatimiz hava atma sahamız içinde yenilmiş bir gol olduğudur.

1.       Bu durumda yapılması gereken şey hemoroid merhemi çiğneyip yaraya tuz basmaktır. Baskı maliyetlerinin azaltılması için  yaraya bandrol basılmaması elzemdir.
2.       Pırt sorununun halledilmesi için bütün pırtların kayıt altına alınması önemlidir. Yoksa Zurnasıtan gombilik bozulur…
3.       Hasıraltı edeceğinize hasıryedi yapın bence daha güzel olur….

Ay Ammar! Bu gene poliptik yapıyor galiba?
Yapmaz! Yapamaz Ümmübeybudem! Yaptırmayız! Güzel etkili bir hamkeme kurarız…
O öyle miydi ya?
Değildi ağzı gülgületül nurül bülbüllü maklubem benim!
Ya Ammar ne güzel şeyler söylüyorsun sen içim bir hoş oluyor…
Zaten ben seni içli seviyorum nurülgluteinim!