http://www.1v1y.com

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Kanal Alt Yatışı

Ağlaya ağlaya bir oldum, kusa kusa iki…
Geçen gün komşuya gittim. “Sizin Gülent abi nasıl bu kadar iyi ağlıyor?” diye sordum.
Hacıkadem’de bir hastane varmış SGK ile anlaşmalıymış. Sonracıma…

Bu hastaneye gidince burnuna  bir halka takıyorlarmış, bir de totoşa.
Şimdi kalktın meselâ kooperatif genel kurulunda konuşma yapman lâzım.
Baktın aklı evvel bazı salaklar konuşmayı yemiyor di mi?
Derhal burundaki halkaya basıyorsun. O da totoş-u fevkalâdedeki  sfinkterlerin ağa babasına “Abi senin durum-u vaziyet keloş. Haberin olsun senin nanay-i  dübürüne acılı çiğ köfte ekstresi sürüyorlar!” diyor. Eh bu mesajı alan totoş,  gözlere nasıl “Ağlayın lan!” demesin? Anında adamı örgütten dışlarlar. Sonra artık hemoroid olarak mı kolit ağrısı olarak mı hayata devam edersiniz bilemem.

Gözler “Ulan madem dübür-ü fevkalâde alev alev yanmaktadır bize de yalamak düşer diyerek başlıyor sulanmaya…” Olayın mekanizması bu! Ha bu kadar yalamaya duygulanmayan hıyar evlâdı varsa onları da artık ilgili bostana yollayıp  karış sürecinde yerel kaşıyış birimlerince  duygulandırıcan; her karış küreğini de ben mi sana tanımlayayım hacı emmi?

Hayır ben de  tezcanecinin yalancısıyım. Geçen gün kahvede Tasımkaşalı   gerikanlının konuşmasını dinliyoruz kahvede… O sırada okeye beşinci arıyoruz. Okeye beşinci nasıl oluyor? O kadarını ben de tam bilmiyorum. Ama konuyla ilgilenen mimar arkadaşlar, mabadın kemerinde çatlak olursa tamamlamak için beşincinin yedekten  listeye sokulabileceğini söylediler.  Eğer kapı kolu uyumsuzsa, gözlüğü değiştiriyorsun. Yarısı yeşil gözlük alıyorsun gören çevreci sansın.

Gene tamamlayamıyorsun ya 3 yüz kelimeyi abi? Nasıl edicez? Belki Ammar ile Rubeyba’ya sorarız?

-          Ya Ammar!
-          Söyle Rubeyba-i gül-ü zükumetim!
-          Ay hep böyle güzle şeyler söylüyorsun türbanımın ucu titriyor, bak…
-          Senin o marka türbanına kurban olurum Rubeyba’m!
-          Ay Ammar! Çok yaramazsın sen!
-          Sen iste Karamazof bile olurum Rubeyba’m!
-          Bu gene polisiklik nükleik asit gibi mi konuşuyor Ammar?
-          Onun bütün sikluslarının enzimatik katalizasyonlarını inhibe ederim senin için Rubeyba’m!
-          Et Ammar! Zaten onun yüzünden gezemiyorum şöyle kapalı kapalı.
-          Ya değil mi ya Rubeyba’m? Gezide karışçı kardeşlerimizle şöyle ağız tadıyla bir palalı pide kesemedik… İçimde hâlâ bir uktedir, böhhhü-yül azim! Böhhhü!
-          Ay öyle deme Ammar! İçinin  neresinde bir patoloğa mı baktırsak kitle mi nedir? Yanlış yerinde çıkmasın da…
-           Yok yok sordum ben bizim karting teşkilâtına, yüzde ellilik  halis munis bir kitleymiş, dübr-ü  şahaneye yerleşmiş, rezidans gibi gidesi değilmiş. “Hiç bıçak altına yatmayın, darbe marbe alır maazallah def-i hacet ederken  acıtır sonra…” dediler, elletmedim.
-          Ay geçmiş olsun Ammar! Öpsem?
-          Anlamadın sen onu Rubeyba’m… Öpeceğin yerde değil ama fena fikir de değil hani…
-          Ay böyle akıllı akıllı konuştun mu arkadaşlarımı da getiresim geliyor Ammar… Çok şey oluyorum… Ay ateş basıyor…
-          Valla mı kız? Getir tabii canım!
-          Hemen de atlama!
-          Yok atlamam da ben bi şeye gidip şey ediyim, bir ağrı saplandı.
-          Ay git Ammar, ağrımasın nerense… Kıyamam…

-          Mahvettin beni Rubeyba, oy oy oy!


Tarkmayan, sarkmayan şarkılarla gene beraberiz annem! Ahan da size süper bir Rus grubu:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder